30 Eylül 2025 Salı

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi

Düşünsene… Yanında sadece küçük bir flash bellek var ve nereye gidersen git, kendi bilgisayarını açıp kullanabiliyorsun. Evde, işte, internet kafede ya da arkadaşında… Masaüstün, dosyaların, ayarların hep yanında. İşte bu yazıda, flash belleği gerçek bir taşınabilir bilgisayara dönüştürmenin adımlarını öğreneceğiz.


🔹 Neden Flash Belleğe Windows 11 Kurulur?


Taşınabilirlik: Her yerde kendi sisteminle çalışabilirsin.

Güvenlik: Başka bir bilgisayarda şüpheli dosyalara bulaşmadan, kendi güvenli ortamında iş yaparsın.

Yedek Sistem: Ana bilgisayarında sorun çıktığında, hemen flash bellekten açıp işine devam edebilirsin.


🔹 Gerekli Malzemeler


En az 64 GB kapasiteli, tercihen USB 3.0/3.1 destekli hızlı bir flash bellek veya SSD disk.


Windows 11 ISO dosyası (Microsoft’un resmi sitesinden indirilebilir).


Rufus ya da WinToUSB yazılımı.


Bir bilgisayar (ilk kurulumu yapmak için).


🔹 Adım Adım Kurulum


1. Windows 11 ISO Dosyasını İndir


Microsoft’un resmi Windows 11 indirme sayfasına girip ISO dosyasını indir.


2. Rufus Programını Çalıştır


Flash belleğini tak.


Rufus’u aç ve cihaz olarak belleğini seç.


“Seç” butonundan indirdiğin Windows 11 ISO dosyasını göster.


“Görüntüleme modu” kısmında Windows To Go seçeneğini işaretle.


3. Windows 11’i Flash Belleğe Yazdır


Dosya sistemini NTFS seç.


“Başlat” butonuna tıkla.


Kurulum biraz sürecek (flash belleğin hızına bağlı).


4. Flash Bellekten Bilgisayarı Başlat


Kurulum bittiğinde bilgisayarı yeniden başlat.


BIOS/UEFI ayarlarından “Boot Menu” ile flash belleği seç.


Karşında Windows 11 açılacak! 🎉


🔹 Dikkat Etmen Gerekenler


Flash bellek normalden daha çok yazma/okuma işlemi göreceği için zamanla ömrü kısalabilir.


Daha hızlı ve uzun ömürlü kullanım için taşınabilir SSD önerilir.


İlk açılışlarda biraz yavaş olabilir ama güncellemeleri yaptıktan sonra hızlanacaktır.


Artık cebinde taşıyabileceğin bir bilgisayarın var! Sadece bir flash bellekle gittiğin her yerde kendi Windows 11 ortamını kullanabilirsin. Bu yöntem, özellikle öğrenciler, sık seyahat edenler ve farklı bilgisayarlarda çalışmak zorunda kalanlar için müthiş bir çözüm. 🚀

25 Eylül 2025 Perşembe

Telefonlarımız Gerçekten Dinliyor mu?

Telefonlarımız Gerçekten Dinliyor mu?

Hepimiz en az bir kez şu tuhaf anı yaşamışızdır:

Bir arkadaşımızla sohbet ederiz, “tatil için Antalya mı Bodrum mu daha iyi?” diye konuşuruz… Dakikalar sonra sosyal medya akışında “Antalya Tatil Fırsatları” reklamı belirir.


Bu tesadüf mü? Yoksa telefonlarımız gerçekten bizi dinliyor mu?

Mikrofonlar Sürekli Açık mı?

Akıllı telefonlarımızdaki uygulamalar, “mikrofon izni” sayesinde seslerimizi dinleyebilecek teknik altyapıya sahip. Ancak Apple ve Google gibi şirketler, mikrofonun yalnızca “komut tetiklendiğinde” (örneğin “Hey Siri” veya “Ok Google”) çalıştığını iddia ediyor.


Fakat şu soru hep aklımızı kurcalıyor:

Eğer mikrofon sürekli açık değilse, biz konuştuktan birkaç dakika sonra karşımıza çıkan nokta atışı reklamları nasıl açıklayabiliriz?


Gerçek Dinleme mi, Veri İstihbaratı mı?


Uzmanlar diyor ki:

Bizi her an dinlemeye gerek yok. Çünkü zaten elimizde:

  • Konum verilerimiz (nereye gittik, nerede ne kadar kaldık)
  • Arama geçmişimiz (ne araştırdık, neyi merak ettik)
  • Mesajlaşmalarımız (çoğu uygulama metadata topluyor)
  • Alışveriş geçmişimiz (ne satın aldık, hangi siteye baktık)


Yani reklam algoritmaları, birkaç veri noktasını birleştirerek bizim aklımızdan geçenleri tahmin edebiliyor. Bu yüzden çoğu uzman, reklamların “dinlenerek” değil, “öngörülerek” karşımıza çıktığını söylüyor.


Gizli Skandallar ve İtiraflar


2019’da Facebook, kullanıcıların sesli mesajlarını “kalite kontrol” için insanlara dinlettiğini kabul etti.


Amazon’un Alexa cihazları, tetiklenmeden kayda geçtiği anlarla defalarca gündeme geldi.


2021’de bir güvenlik araştırması, bazı Android uygulamalarının mikrofon verilerini “arka planda topladığını” ortaya çıkardı.


Yani, resmi açıklamalar “dinlemiyoruz” dese de pratikte mikrofonların sandığımız kadar masum olmadığını görüyoruz.


Peki Biz Ne Yapabiliriz?


1. Uygulama izinlerini kontrol et: Mikrofonu yalnızca gerçekten ihtiyacı olan uygulamalara aç.

2. Arka plan çalışmasını kapat: Gereksiz uygulamaların arka planda veri toplamasını engelle.

3. VPN ve güvenlik uygulamaları kullan: Takip zincirlerini kırar.

4. Reklam kimliğini sıfırla: Hem iPhone’da hem Android’de bu mümkün.


Dinleniyor muyuz?


Gerçek şu ki, telefonlarımız çoğu zaman bizi dinlemiyor, ama dinleniyormuş gibi hissettiriyor. Çünkü elimizdeki veriler öylesine detaylı ki, şirketler bizi bizden daha iyi tanıyor.

Ama şu da kesin:

Mikrofonlarımızın kötüye kullanıldığı skandallar defalarca patladı. Yani, %100 güvende olduğumuzu söylemek mümkün değil.

Belki de bu yüzden sorunun cevabı şu olmalı:

Telefonlarımız bizi dinlemiyor… Ama biz zaten fazlasıyla konuşuyoruz.

24 Eylül 2025 Çarşamba

Yapay Zekânın Bankalarla Gelişim Süreci

Yapay Zekânın Bankalarla Gelişim Süreci


Bankacılık, insanlık tarihi kadar eski bir sistem. Önceleri altınların kasalarda saklanmasıyla başlayan bu süreç, bugün dijital paraların yönetildiği dev bir ekosisteme dönüştü. Ve bu dönüşümün en görünmez ama en güçlü motorlarından biri: yapay zekâ.


  • İlk Adımlar: Basit Hesaplamalardan Akıllı Yazılımlara


Bankacılığın ilk dijitalleşme adımları 1970’lerde atıldı. O yıllarda yapay zekâ sadece basit hesaplamalar ve veri tabanları üzerine kuruluydu. Bankalar müşterilerin kredi notunu manuel hesaplamak yerine, bilgisayar yazılımlarına güvenmeye başladılar. Bu aslında yapay zekânın bankalara attığı ilk adımdı.


  • 1990’lar: Otomasyonun Yükselişi


90’larda bankalar, müşterilerin davranışlarını anlamak için algoritmalar kullanmaya başladı. ATM’ler sadece para çeken makineler olmaktan çıkıp, kullanıcı alışkanlıklarını izleyen ve daha hızlı hizmet veren cihazlara dönüştü. Yapay zekâ burada ilk kez “müşteri deneyimi” kavramına dokundu.


  • 2000’ler: Risk Analizi ve Dolandırıcılık Tespiti


Yeni milenyumla birlikte bankalar yapay zekâyı güvenlik için kullanmaya başladı. Kart kopyalama, sahte işlemler, olağan dışı harcamalar… Hepsi yapay zekâ tabanlı sistemler tarafından anında fark edilmeye başladı. Bir müşterinin gece yarısı başka bir ülkeden işlem yapması, yapay zekâ için kırmızı alarmdı.


  • 2010’lar: Dijital Bankacılığın Doğuşu


Akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte bankacılık bir uygulamaya dönüştü. Yapay zekâ bu defa daha da kişisel hale geldi. Müşterilere özel harcama analizleri, “bu ay şu kadar tasarruf edebilirsin” önerileri ve yatırım tavsiyeleri hep bu dönemde ortaya çıktı.


  • Bugün: Yapay Zekâ ile Birebir İletişim


2020’lerden itibaren bankacılıkta yapay zekâ artık bir “asistan” kimliğine büründü. Canlı destek hatlarında karşımıza çıkan botlar, kredi başvurularında saniyeler içinde karar veren sistemler ve yatırım fonlarını yöneten algoritmalar… Hepsi bankacılığı daha hızlı, daha akıllı, daha kişisel hale getirdi.


  • Gelecek: Bankasız Bankacılık mı?


Yapay zekânın bankalarla gelişim süreci bize şunu gösteriyor: Gelecekte bankalar belki de fiziksel şube olmadan sadece dijital asistanlar üzerinden hizmet verecek. Belki de müşteriler, bankaları “bir uygulama” değil “bir yapay zekâ dostu” olarak görecek.


Yapay zekâ, bankaların sadece işlemlerini değil, insanlarla olan ilişkilerini de dönüştürüyor. Artık mesele sadece para değil; güven, hız ve kişisel deneyim.

Yapay Zekânın Günlük Hayatımıza Gizli Dokunuşları

Yapay Zekânın Günlük Hayatımıza Gizli Dokunuşları

Teknoloji, insan farkında olmadan hayatın en küçük ayrıntısına sızıyor. Yapay zekâ dediğimiz şey artık yalnızca laboratuvarlarda, yazılım şirketlerinde ya da bilim kurgu filmlerinde değil; market alışverişinden banka hesabımıza kadar her yerde karşımıza çıkıyor.


Bugün sabah uyandığınızda telefona baktınız mı? Alarmı ertelediniz mi? İşte o alarm bile aslında bir yapay zekâ desteğiyle çalışıyor. Çünkü telefon, uyku düzeninizi, alışkanlıklarınızı ve gündelik programınızı öğreniyor. Birkaç saniyelik farkla çalan o alarm, size özel ayarlanmış oluyor.


Bir kahve makinesi düşünün. Zaman ayarlı, suyun sıcaklığını ayarlayan, kahvenin sertliğini ölçen… Aslında basit gibi görünüyor ama bu cihazlarda kullanılan küçük algoritmalar, yapay zekânın minik parçalarıdır. Siz farkında olmadan, bir bardak kahveniz bile daha lezzetli hale geliyor.


Yolda yürürken kullandığınız navigasyon, trafik yoğunluğunu anlık takip ediyor. Bunu yapabilmesi için milyonlarca kullanıcının hareketini işliyor. Yani sizin rotanızı kısaltan o uygulama, aslında milyonlarca insanın verisini işleyerek size yol gösteriyor.


Bankada hesap hareketlerinizi kontrol ettiğinizde karşınıza çıkan “şu kadar harcadınız, şu kadar biriktirebilirsiniz” uyarıları da basit birer yapay zekâ önerisidir. Sizi tanır, davranışlarınızı analiz eder, size yol çizer.


Kısacası yapay zekâ, bazen görünmez bir dost gibidir. Yanınızda sessizce yürür, sizi dinler, sizin alışkanlıklarınızı öğrenir. Bir makine değil, bir yoldaş gibidir.


Ama burada kritik bir nokta var: Tüm bu kolaylıkların yanında mahremiyet meselesi. Yapay zekâ ne kadar kişisel verimizi öğrenirse, bize o kadar özel bir hizmet sunar. Ancak bu aynı zamanda “sınırların bulanıklaşması” demektir. Yani yapay zekâ dost mudur, yoksa fazla meraklı bir komşu mu? Bu sorunun cevabı henüz tam net değil.


Belki de asıl mesele şu: Yapay zekâdan korkmak yerine, onu anlamak ve kendi lehimize kullanmak. Çünkü gelecekten kaçamayız. Telefon, bilgisayar, ev aletleri, arabalar… Hepsi bizim hayatımıza sessizce dokunmaya devam edecek.


Ve bir gün, biz farkında olmadan, yapay zekâ günlük hayatın görünmez ama vazgeçilmez bir parçası olacak.

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi Düşünsene… Yanında sadece küçük bir flash bellek var ve nereye gidersen gi...

Most Popular