30 Eylül 2025 Salı

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi

Düşünsene… Yanında sadece küçük bir flash bellek var ve nereye gidersen git, kendi bilgisayarını açıp kullanabiliyorsun. Evde, işte, internet kafede ya da arkadaşında… Masaüstün, dosyaların, ayarların hep yanında. İşte bu yazıda, flash belleği gerçek bir taşınabilir bilgisayara dönüştürmenin adımlarını öğreneceğiz.


🔹 Neden Flash Belleğe Windows 11 Kurulur?


Taşınabilirlik: Her yerde kendi sisteminle çalışabilirsin.

Güvenlik: Başka bir bilgisayarda şüpheli dosyalara bulaşmadan, kendi güvenli ortamında iş yaparsın.

Yedek Sistem: Ana bilgisayarında sorun çıktığında, hemen flash bellekten açıp işine devam edebilirsin.


🔹 Gerekli Malzemeler


En az 64 GB kapasiteli, tercihen USB 3.0/3.1 destekli hızlı bir flash bellek veya SSD disk.


Windows 11 ISO dosyası (Microsoft’un resmi sitesinden indirilebilir).


Rufus ya da WinToUSB yazılımı.


Bir bilgisayar (ilk kurulumu yapmak için).


🔹 Adım Adım Kurulum


1. Windows 11 ISO Dosyasını İndir


Microsoft’un resmi Windows 11 indirme sayfasına girip ISO dosyasını indir.


2. Rufus Programını Çalıştır


Flash belleğini tak.


Rufus’u aç ve cihaz olarak belleğini seç.


“Seç” butonundan indirdiğin Windows 11 ISO dosyasını göster.


“Görüntüleme modu” kısmında Windows To Go seçeneğini işaretle.


3. Windows 11’i Flash Belleğe Yazdır


Dosya sistemini NTFS seç.


“Başlat” butonuna tıkla.


Kurulum biraz sürecek (flash belleğin hızına bağlı).


4. Flash Bellekten Bilgisayarı Başlat


Kurulum bittiğinde bilgisayarı yeniden başlat.


BIOS/UEFI ayarlarından “Boot Menu” ile flash belleği seç.


Karşında Windows 11 açılacak! 🎉


🔹 Dikkat Etmen Gerekenler


Flash bellek normalden daha çok yazma/okuma işlemi göreceği için zamanla ömrü kısalabilir.


Daha hızlı ve uzun ömürlü kullanım için taşınabilir SSD önerilir.


İlk açılışlarda biraz yavaş olabilir ama güncellemeleri yaptıktan sonra hızlanacaktır.


Artık cebinde taşıyabileceğin bir bilgisayarın var! Sadece bir flash bellekle gittiğin her yerde kendi Windows 11 ortamını kullanabilirsin. Bu yöntem, özellikle öğrenciler, sık seyahat edenler ve farklı bilgisayarlarda çalışmak zorunda kalanlar için müthiş bir çözüm. 🚀

25 Eylül 2025 Perşembe

Telefonlarımız Gerçekten Dinliyor mu?

Telefonlarımız Gerçekten Dinliyor mu?

Hepimiz en az bir kez şu tuhaf anı yaşamışızdır:

Bir arkadaşımızla sohbet ederiz, “tatil için Antalya mı Bodrum mu daha iyi?” diye konuşuruz… Dakikalar sonra sosyal medya akışında “Antalya Tatil Fırsatları” reklamı belirir.


Bu tesadüf mü? Yoksa telefonlarımız gerçekten bizi dinliyor mu?

Mikrofonlar Sürekli Açık mı?

Akıllı telefonlarımızdaki uygulamalar, “mikrofon izni” sayesinde seslerimizi dinleyebilecek teknik altyapıya sahip. Ancak Apple ve Google gibi şirketler, mikrofonun yalnızca “komut tetiklendiğinde” (örneğin “Hey Siri” veya “Ok Google”) çalıştığını iddia ediyor.


Fakat şu soru hep aklımızı kurcalıyor:

Eğer mikrofon sürekli açık değilse, biz konuştuktan birkaç dakika sonra karşımıza çıkan nokta atışı reklamları nasıl açıklayabiliriz?


Gerçek Dinleme mi, Veri İstihbaratı mı?


Uzmanlar diyor ki:

Bizi her an dinlemeye gerek yok. Çünkü zaten elimizde:

  • Konum verilerimiz (nereye gittik, nerede ne kadar kaldık)
  • Arama geçmişimiz (ne araştırdık, neyi merak ettik)
  • Mesajlaşmalarımız (çoğu uygulama metadata topluyor)
  • Alışveriş geçmişimiz (ne satın aldık, hangi siteye baktık)


Yani reklam algoritmaları, birkaç veri noktasını birleştirerek bizim aklımızdan geçenleri tahmin edebiliyor. Bu yüzden çoğu uzman, reklamların “dinlenerek” değil, “öngörülerek” karşımıza çıktığını söylüyor.


Gizli Skandallar ve İtiraflar


2019’da Facebook, kullanıcıların sesli mesajlarını “kalite kontrol” için insanlara dinlettiğini kabul etti.


Amazon’un Alexa cihazları, tetiklenmeden kayda geçtiği anlarla defalarca gündeme geldi.


2021’de bir güvenlik araştırması, bazı Android uygulamalarının mikrofon verilerini “arka planda topladığını” ortaya çıkardı.


Yani, resmi açıklamalar “dinlemiyoruz” dese de pratikte mikrofonların sandığımız kadar masum olmadığını görüyoruz.


Peki Biz Ne Yapabiliriz?


1. Uygulama izinlerini kontrol et: Mikrofonu yalnızca gerçekten ihtiyacı olan uygulamalara aç.

2. Arka plan çalışmasını kapat: Gereksiz uygulamaların arka planda veri toplamasını engelle.

3. VPN ve güvenlik uygulamaları kullan: Takip zincirlerini kırar.

4. Reklam kimliğini sıfırla: Hem iPhone’da hem Android’de bu mümkün.


Dinleniyor muyuz?


Gerçek şu ki, telefonlarımız çoğu zaman bizi dinlemiyor, ama dinleniyormuş gibi hissettiriyor. Çünkü elimizdeki veriler öylesine detaylı ki, şirketler bizi bizden daha iyi tanıyor.

Ama şu da kesin:

Mikrofonlarımızın kötüye kullanıldığı skandallar defalarca patladı. Yani, %100 güvende olduğumuzu söylemek mümkün değil.

Belki de bu yüzden sorunun cevabı şu olmalı:

Telefonlarımız bizi dinlemiyor… Ama biz zaten fazlasıyla konuşuyoruz.

24 Eylül 2025 Çarşamba

Yapay Zekânın Bankalarla Gelişim Süreci

Yapay Zekânın Bankalarla Gelişim Süreci


Bankacılık, insanlık tarihi kadar eski bir sistem. Önceleri altınların kasalarda saklanmasıyla başlayan bu süreç, bugün dijital paraların yönetildiği dev bir ekosisteme dönüştü. Ve bu dönüşümün en görünmez ama en güçlü motorlarından biri: yapay zekâ.


  • İlk Adımlar: Basit Hesaplamalardan Akıllı Yazılımlara


Bankacılığın ilk dijitalleşme adımları 1970’lerde atıldı. O yıllarda yapay zekâ sadece basit hesaplamalar ve veri tabanları üzerine kuruluydu. Bankalar müşterilerin kredi notunu manuel hesaplamak yerine, bilgisayar yazılımlarına güvenmeye başladılar. Bu aslında yapay zekânın bankalara attığı ilk adımdı.


  • 1990’lar: Otomasyonun Yükselişi


90’larda bankalar, müşterilerin davranışlarını anlamak için algoritmalar kullanmaya başladı. ATM’ler sadece para çeken makineler olmaktan çıkıp, kullanıcı alışkanlıklarını izleyen ve daha hızlı hizmet veren cihazlara dönüştü. Yapay zekâ burada ilk kez “müşteri deneyimi” kavramına dokundu.


  • 2000’ler: Risk Analizi ve Dolandırıcılık Tespiti


Yeni milenyumla birlikte bankalar yapay zekâyı güvenlik için kullanmaya başladı. Kart kopyalama, sahte işlemler, olağan dışı harcamalar… Hepsi yapay zekâ tabanlı sistemler tarafından anında fark edilmeye başladı. Bir müşterinin gece yarısı başka bir ülkeden işlem yapması, yapay zekâ için kırmızı alarmdı.


  • 2010’lar: Dijital Bankacılığın Doğuşu


Akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte bankacılık bir uygulamaya dönüştü. Yapay zekâ bu defa daha da kişisel hale geldi. Müşterilere özel harcama analizleri, “bu ay şu kadar tasarruf edebilirsin” önerileri ve yatırım tavsiyeleri hep bu dönemde ortaya çıktı.


  • Bugün: Yapay Zekâ ile Birebir İletişim


2020’lerden itibaren bankacılıkta yapay zekâ artık bir “asistan” kimliğine büründü. Canlı destek hatlarında karşımıza çıkan botlar, kredi başvurularında saniyeler içinde karar veren sistemler ve yatırım fonlarını yöneten algoritmalar… Hepsi bankacılığı daha hızlı, daha akıllı, daha kişisel hale getirdi.


  • Gelecek: Bankasız Bankacılık mı?


Yapay zekânın bankalarla gelişim süreci bize şunu gösteriyor: Gelecekte bankalar belki de fiziksel şube olmadan sadece dijital asistanlar üzerinden hizmet verecek. Belki de müşteriler, bankaları “bir uygulama” değil “bir yapay zekâ dostu” olarak görecek.


Yapay zekâ, bankaların sadece işlemlerini değil, insanlarla olan ilişkilerini de dönüştürüyor. Artık mesele sadece para değil; güven, hız ve kişisel deneyim.

Yapay Zekânın Günlük Hayatımıza Gizli Dokunuşları

Yapay Zekânın Günlük Hayatımıza Gizli Dokunuşları

Teknoloji, insan farkında olmadan hayatın en küçük ayrıntısına sızıyor. Yapay zekâ dediğimiz şey artık yalnızca laboratuvarlarda, yazılım şirketlerinde ya da bilim kurgu filmlerinde değil; market alışverişinden banka hesabımıza kadar her yerde karşımıza çıkıyor.


Bugün sabah uyandığınızda telefona baktınız mı? Alarmı ertelediniz mi? İşte o alarm bile aslında bir yapay zekâ desteğiyle çalışıyor. Çünkü telefon, uyku düzeninizi, alışkanlıklarınızı ve gündelik programınızı öğreniyor. Birkaç saniyelik farkla çalan o alarm, size özel ayarlanmış oluyor.


Bir kahve makinesi düşünün. Zaman ayarlı, suyun sıcaklığını ayarlayan, kahvenin sertliğini ölçen… Aslında basit gibi görünüyor ama bu cihazlarda kullanılan küçük algoritmalar, yapay zekânın minik parçalarıdır. Siz farkında olmadan, bir bardak kahveniz bile daha lezzetli hale geliyor.


Yolda yürürken kullandığınız navigasyon, trafik yoğunluğunu anlık takip ediyor. Bunu yapabilmesi için milyonlarca kullanıcının hareketini işliyor. Yani sizin rotanızı kısaltan o uygulama, aslında milyonlarca insanın verisini işleyerek size yol gösteriyor.


Bankada hesap hareketlerinizi kontrol ettiğinizde karşınıza çıkan “şu kadar harcadınız, şu kadar biriktirebilirsiniz” uyarıları da basit birer yapay zekâ önerisidir. Sizi tanır, davranışlarınızı analiz eder, size yol çizer.


Kısacası yapay zekâ, bazen görünmez bir dost gibidir. Yanınızda sessizce yürür, sizi dinler, sizin alışkanlıklarınızı öğrenir. Bir makine değil, bir yoldaş gibidir.


Ama burada kritik bir nokta var: Tüm bu kolaylıkların yanında mahremiyet meselesi. Yapay zekâ ne kadar kişisel verimizi öğrenirse, bize o kadar özel bir hizmet sunar. Ancak bu aynı zamanda “sınırların bulanıklaşması” demektir. Yani yapay zekâ dost mudur, yoksa fazla meraklı bir komşu mu? Bu sorunun cevabı henüz tam net değil.


Belki de asıl mesele şu: Yapay zekâdan korkmak yerine, onu anlamak ve kendi lehimize kullanmak. Çünkü gelecekten kaçamayız. Telefon, bilgisayar, ev aletleri, arabalar… Hepsi bizim hayatımıza sessizce dokunmaya devam edecek.


Ve bir gün, biz farkında olmadan, yapay zekâ günlük hayatın görünmez ama vazgeçilmez bir parçası olacak.

7 Temmuz 2025 Pazartesi

AutoCAD’e Yeni Başlayanlar İçin 10 Kritik İpucu (2025 Güncel)

AutoCAD’e Yeni Başlayanlar İçin 10 Kritik İpucu (2025 Güncel)

Şantiyede pişmiş zaman zaman zorluklar yaşamış birinin samimi notları.

AutoCAD, mühendislik, mimarlık ve tasarım dünyasında en yaygın kullanılan çizim programlarından biri.

Ben bu programı ilk açtığımda neye tıklasam tedirgin olurdum; yanlış bir şey yapmaktan korkar, her komutta “bu ne işe yarıyor?” diye düşünürdüm.

Zamanla, hem sahada çalışırken hem de bilgisayar başında sabahlarken öğrendiklerim oldu. Projede ve uygulama neyazık ki herzaman birebir olamayıyor. Burda önemli olan projeyi doğru okuyup sahada uygulamayı etkin bir şekilde yönetebilmekten geçiyor.

Şimdi bu notları, hem kendi geçmişime bir mektup gibi, hem de yeni başlayanlara yardımcı olsun diye bu yazıya döküyorum.

İşte AutoCAD'e yeni başlayan herkesin işine yarayacak 10 ipucu:

✅ 1. Komut Satırına Alışın


AutoCAD’in en güçlü yönü klavye komutlarıdır. Menüden tek tek uğraşmak yerine L yazıp Enter’a basarak çizgi çizmek çok daha hızlıdır.

Sık kullanılan bazı komutlar:

L → Line (Çizgi)

C → Circle (Daire)

TR → Trim (Kırp)

EX → Extend (Uzat)

H → Hatch (Tarama)

Bu komutları klavye alışkanlığı haline getirirsen hızına sen bile şaşırırsın.

✅ 2. Katman (Layer) Mantığını Öğrenin


Şantiyede ya da ofiste bir projeyi okuyan kişi, her şeyin düzenli ve ayrı katmanlarda olmasını bekler.

Katmanlar bir dosyayı tertipli, okunabilir ve sade hale getirir.

Ben genelde şu katmanlarla başlarım:

  • Duvar
  • Kapı / Pencere
  • Mekanik
  • Elektrik
  • Yazı
  • Ölçü

✅ 3. Snap ve Grid Ayarlarını Aktif Kullanın


Milimetrik çalışıyorsan, çizginin kaçtığı yer seni rezil eder.

Snap açık olursa, çizgiler birbirine tam oturur.

Klavye kısa yollar:

F3 → Object Snap

F9 → Snap Mode

F7 → Grid

✅ 4. Ölçülendirmeyi Doğru Yap


AutoCAD’te en güzel çizim bile, kötü ölçülendirme yüzünden çöp olabilir.

DIMSTYLE komutu ile kendi ölçü stilini oluştur. Yazı boyutu, ok biçimi, renkler her zaman projenle uyumlu olmalı.


✅ 5. Blok Kullanmayı İhmal Etme


Kapılar, pencere detayları, mobilya… bunları her seferinde çizmek yerine blok yap.

Hem hızlanırsın hem de çizim düzenin artar.

Ben şunu yaparım:

  • B ile blok oluştur
  • W ile dışa aktar
  • I ile istediğim projeye çağırırım

✅ 6. Ölçek Ayarlarını Baştan Yap

Çizimini 1:1 yap ama çıktıyı 1:50 / 1:100 alacaksan bunu en baştan bil.

Layout ekranı bu işin kalbidir.

Tavsiyem: Layout'ta Plot Scale ayarını doğru yap, CTB dosyasını seçmeyi unutma.

✅ 7. Yedekleme Al


Bir keresinde bilgisayar çöktü, çizdiğim her şey uçtu.

O günden beri buluta yedekliyorum.

AutoCAD .bak dosyası tutar ama sen yine de kendin Save As ile farklı versiyonlar kaydet.

✅ 8. Komut Tekrarı = Zaman Kazancı


Bir komutu tekrar etmek için sadece boşluk tuşuna bas.

Bu alışkanlık, dakikada 10 saniye kazandırır. Günde 100 komutla 1000 saniye yani neredeyse 20 dakika!

✅ 9. XREF Kullanmayı Öğren


Büyük projelerde bir binayı, bir armatürü, bir detayı ayrı çizip, sonra çağırmak için XREF kullan.

Düzenlersen tüm çizimlere yansır.

✅ 10. PDF’ye Dönüştürürken Kaliteyi Düşürme


DWG’yi PDF yaparken doğru CTB seç, çözünürlük 600 DPI olsun.

Aksi halde çıktı silik ve amatör görünür.

AutoCAD öğrenmek sabır, tekrar ve hata ile ilerleyen bir süreç.

Ben bu yolda öğrendiklerimi anlatmaya devam edeceğim.

Sen de bu yolda yalnız değilsin.

Bu yazıyı faydalı bulduysan yorum bırakmayı unutma belki de senin sorunun bir sonraki yazının konusu olur.

Senin de AutoCAD başlangıç hikâyen varsa yorumlarda paylaş.

Birbirimizden öğrenmek bu işin en güzel yanı.

6 Haziran 2025 Cuma

📘 5 Dakikada Yapay Zeka: Kavramlar, Uygulamalar ve Gelecek Perspektifi

📘 5 Dakikada Yapay Zeka: Kavramlar, Uygulamalar ve Gelecek Perspektifi

🔍 Yapay Zeka (Artificial Intelligence) Nedir?

Yapay zeka (YZ), bilgisayar sistemlerinin insan benzeri düşünme, öğrenme, problem çözme ve karar alma yeteneklerini taklit edebildiği bir teknoloji alanıdır. Bu alan, bilgisayar bilimi, matematik, istatistik, nörobilim ve dilbilim gibi birçok disiplini kapsar.

YZ sistemleri, önceden tanımlanmış kurallara bağlı kalmaksızın; veri analizi, örüntü tanıma ve tahmin gibi yeteneklerle bağımsız hareket edebilecek şekilde geliştirilmektedir.

📚 Temel Bileşenler: Yapay Zekanın Alt Alanları

Yapay zeka, birçok alt disipline ayrılır:

1. Makine Öğrenimi (Machine Learning – ML):

Bilgisayarların verilerden öğrenerek, açıkça programlanmadan karar alabilmesini sağlar. Denetimli, denetimsiz ve pekiştirmeli öğrenme modelleri en yaygın yaklaşımlardır.

2. Derin Öğrenme (Deep Learning – DL):

İnsan beyninin sinirsel yapısını örnek alan yapay sinir ağları ile veri üzerinden çok katmanlı öğrenme sağlayan bir ML alt alanıdır.

3. Doğal Dil İşleme (Natural Language Processing – NLP):

İnsan dili ile makinelerin iletişim kurabilmesini sağlar. ChatGPT gibi modeller, bu alanda çalışan büyük dil modelleridir (LLM – Large Language Model).

4. Bilgisayarla Görü (Computer Vision):

Görüntüleri analiz ederek nesne tanıma, yüz tanıma ve sahne yorumlama gibi görevlerde kullanılır.

🧠 Yapay Zeka Nasıl Çalışır?

YZ sistemleri genellikle dört temel adıma göre çalışır:

  • Veri Toplama: Giriş verileri sensörler, log kayıtları veya internet üzerinden elde edilir.
  • Önişleme: Veriler temizlenir, eksikler tamamlanır, normalleştirilir.
  • Model Eğitimi: Verilerle bir algoritma eğitilir. Bu, regresyon, karar ağaçları, sinir ağları gibi yöntemleri içerebilir.
  • Tahmin ve Karar: Eğitim tamamlandıktan sonra sistem, yeni veriler üzerinde öngörülerde bulunur.

🌐 Uygulama Alanları

Yapay zekanın etkili olduğu bazı sektörler:

  • Sağlık : Görüntü tanıma, hastalık teşhisi
  • Finans : Kredi skorlama, dolandırıcılık tespiti
  • Ulaşım : Otonom araçlar, trafik optimizasyonu
  • E-ticaret : Kişiselleştirilmiş öneriler
  • Eğitim : Uyarlanabilir öğrenme sistemleri
  • Siber Güvenlik : Tehdit analizi, anomali tespiti

🔐 Etik ve Güvenlik Sorunları

Yapay zeka sistemlerinin yaygınlaşması, şu temel etik sorunları da gündeme getiriyor:

  • Veri Mahremiyeti: Kişisel verilerin izinsiz kullanımı.
  • Ayrımcılık Riski: Yanlı verilerle eğitilen modellerin toplumsal önyargıları yansıtması.
  • Otomasyon Kaynaklı İşsizlik: Tekrarlayan işlerin yapay zekaya devri.

Bu sorunların çözümü için şeffaf algoritmalar, hesap verebilir sistemler ve regülasyonların uygulanması elzemdir.

🔭 Gelecek Perspektifi

Yapay zekanın ilerleyişi, sadece teknolojik değil aynı zamanda sosyo-ekonomik dönüşümlere de öncülük etmektedir. Özellikle Genel Yapay Zeka (AGI) alanında yapılan araştırmalar, insan zekâsına yakın sistemlerin geliştirilebileceği öngörüsünü güçlendirmektedir.

Dünyanın önde gelen araştırma kuruluşları, etik yapay zeka geliştirme konusunda yoğun mesai harcamakta, uluslararası hukuk düzenlemeleri ise bu gelişmeleri takip etmeye çalışmaktadır.

🎥 Ek Kaynak: Videolu Anlatım

Yapay zeka ile ilgili temel kavramları sade ve etkileyici bir anlatımla sunduğumuz videoya aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

👉 5 Dakikada Yapay Zeka - Tekno Hikaye YouTube Kanalı

6 Mayıs 2025 Salı

HDD Dosya Sistemleri Nelerdir? Hangi Sistem Ne İşe Yarar?

HDD Dosya Sistemleri Nelerdir? Hangi Sistem Ne İşe Yarar?

Bilgisayarlarımızdaki sabit disk sürücüleri (HDD), verilerimizi saklamak ve düzenlemek için dosya sistemleri kullanır. Bu sistemler, verilerin nasıl yazıldığını, okunduğunu ve yönetildiğini belirler. Peki, en çok kullanılan dosya sistemi türleri hangileridir ve ne işe yararlar? İşte detaylar:

1. NTFS (New Technology File System)

NTFS, Microsoft tarafından geliştirilen ve günümüz Windows işletim sistemlerinde standart olarak kullanılan modern bir dosya sistemidir. Büyük dosyalarla çalışabilir, yüksek güvenlik özelliklerine sahiptir ve veri bütünlüğünü korur. Özellikle:

  • Gelişmiş erişim kontrolü sağlar (dosya ve klasör bazında yetkilendirme)
  • Hatalara karşı dayanıklıdır
  • Disk alanını verimli kullanır

Bu özellikleri sayesinde hem bireysel kullanıcılar hem de kurumsal sistemlerde tercih edilir.

2. FAT, FAT32 ve exFAT: Eski ama Hâlâ Kullanımda

FAT16 / FAT32
FAT sistemleri, basit yapılarıyla dikkat çeker. Eski Windows sürümlerinde yaygındı ve günümüzde de USB bellekler ve hafıza kartları gibi taşınabilir medyalarda kullanılmaya devam ediyor. Ancak:

  • 4 GB’tan büyük dosyaları desteklemez
  • Gelişmiş güvenlik ve dosya izinleri sunmaz

exFAT (Extended File Allocation Table)

exFAT, FAT32’nin geliştirilmiş bir versiyonudur. Büyük dosyaları ve daha geniş depolama alanlarını destekler. Windows ve macOS sistemleriyle uyumlu çalışır, bu yüzden harici disklerde idealdir.

3. ext4 (Fourth Extended Filesystem)

ext4, Linux kullanıcılarının en sık tercih ettiği dosya sistemidir. Yüksek performans, veri bütünlüğü ve hızlı dosya erişimi gibi özellikler sunar. Linux sunucularda ve masaüstü sistemlerde standart haline gelmiştir.

4. HFS+ ve APFS: Apple Dünyasının Dosya Sistemleri

HFS+ (Hierarchical File System Plus)
MacOS’un eski sürümlerinde kullanılan dosya sistemidir. Ancak Apple, yeni sistemlerinde artık HFS+ yerine APFS’yi tercih etmektedir.

APFS (Apple File System)
macOS, iOS ve diğer Apple cihazlarında kullanılan modern dosya sistemidir. APFS, şunları sunar:
  • Hızlı dosya işlemleri
  • Gelişmiş veri şifreleme
  • Anlık yedekleme desteği (snapshot)

5. ReFS (Resilient File System)

Microsoft’un kurumsal sistemler için geliştirdiği ReFS, veri kaybına karşı ekstra koruma sağlar. Özellikle büyük veri merkezleri ve sunucularda kullanılır. ReFS:
  • Otomatik veri onarımı yapabilir
  • Disk hatalarını algılayıp düzeltebilir

Hangi Dosya Sistemi Sizin İçin Uygun?

Her dosya sisteminin kendine özgü avantajları vardır. Seçim yaparken şunlara dikkat etmek önemlidir:

  • Hangi işletim sistemini kullanıyorsunuz?
  • Ne tür verilerle çalışıyorsunuz?
  • Güvenlik, hız ve uyumluluk sizin için ne kadar önemli?

Örneğin, Windows kullanıcısıysanız NTFS en mantıklı tercihken; harici diskler için exFAT, Linux sistemlerde ise ext4 öne çıkar. Apple ekosistemindeyseniz de APFS sizin için en uygun seçenek olacaktır.

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi

💻 Flash Bellekle Windows 11 Taşınabilir Bilgisayar Kurma Rehberi Düşünsene… Yanında sadece küçük bir flash bellek var ve nereye gidersen gi...

Most Popular